Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
03 Haziran 1972: Türkçüler Derneği Kurultayı MHP ile İlişkiler Kopuyor Türkçüler Derneği ile MHP arasındaki ilişki, 03 Haziran 1972 Cumartesi günü yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda kopmuştur. Kurultayda Muzaffer Eriş başkan, Orhan Tuncer ikinci başkan, Abdülhalûk Çay genel yazman, Erdoğan Saruhanlıoğlu genel yazman seçilmişlerdir.
Reklam
MÜDEDDES DER HAKKI-I HACI BEKTÂŞ-I VELÎ
Cûd u ihsânile memlûdur ser-â-pâ mahzenin Lutf içün 'uşşak her dem devr eder pîrâmenin Gerçi kim çok bendeler tutmuş mübârek dâmenin Zihni-i bî-çâre de abd-i kemînindir senin E's-selâm ey Hâdi-i râh-ı Hûdâ nesl-i 'Ali E's-selâm ey kutb-ı âlem Hacı Bektâş-ı Velî
Sayfa 177Kitabı okudu
Tarihe konu olan Niyâzî‐i Mısrî'nin Osmanlı'ya Bedduası
Biri şudur: Kırım Savaşı’na karar veren Sultan Abd’ul’mecîd, bazı ulema ve şeyhlerin de duasını almak istemiş ve mabeyinci muhasibi Yahya’yı, devrinin meşhur şeyhlerinden Kuşadalı İbrahim Halvetî’ye bu maksatla göndermiş. Kuşadalı, hayattayken kendisine iyi davranılmayan ve Osmanlı aleyhinde bedduası bulunan, hatta “Osmanlı ‘nın inkırazı için dördüncü semâya bir kazık çaktım, benden başkası çıkaramaz” diyen ve ayağında bukağısı ile defnedilen Niyâzî‐i Mısrî kaddese’llâhü sırrahu’l azîzin gönlünün alınması gerektiğini söyleyerek üç kıl (başka bir rivayette üç anahtar) vermiş. Padişah, Yahya’yı 40 koyun ve bir koç ile birlikte Limni’ye göndermiş, bunlar kesilerek fakirlere dağıtılmış. Yâni, bir nevi özür dilenerek rızası alınmış. Mısrî’nin ayağındaki buka (pranga) çözülmüş. Savaş kazanılmış. Bukağı ile birlikte, orada bulunan ve getirilip tefe’ül edilen Niyâzî Divanı ‘ndaki şu esrarengiz ilâhinin anlamı da çözülmüş: Oldum İsmâil gibi teslim‐i Hakk etti hemin, İki bin yüz dahi yetmişbeşte bir kurban bana. Anladım zebh ‐i azîme bir işârettir bu koç, Hem beşârettir gele Yahyâ ile mihmân bana. Bununla ilgili diğer bir rivayette ise Sultan Abd’ul’mecîd, 1260’da Selanik’e giderken fırtınaya tutularak Limni’ye gelmiş, türbeyi ziyaret ederek bilgi almış, dua etmiş ve savaşın kazanılması için manevî himmet ve yardım istemiş, orada bulunan Niyâzî Divanının tefe’ülün de yukardaki beyitlerin geçtiği gazel çıkmış. Savaşın kazanılmasından sonra da koç kurban ederek, türbeyi tamir ettirmiştir.
SİLSİLESİ
Niyâzî‐i Mısrî kaddese’lâhü sırrahu’l azîz, târikat silsilesini bizzat belirtmiştir. Mevâidü’l‐İrfân’ın 40. sofrasında bildirdiğine göre silsilesi şöyledir: Ümmî Sinan Halveti Eroğlu Abdülvehhâb Elmalı Halvetî Yiğitbaşı Alauddin Uşşâkî Niyâzî‐i Mısrî kaddese’llâhü sırrahu’l azîz Tacuddin Kayseri Molla Pîrî Erzincanî Seyyid
bilmezler ki İbrahim Hakkı'nın hanı göçüp gittiğinde asıl genişleyen içimizdeki boşluktur.
Sayfa 106 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yazılı Kürt Edebiyatı’nın Zenginliği
NEVZAT EMİNOĞLU-KÜRT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 1. Giriş Tarım devriminden sonra şehir-devletlerin ortaya çıkmasıyla kentler medeniyetlerin oluşum alanları haline geldi. Şehirlerdeki nüfus yoğunluğunun sonucu oluşan ticari faaliyetlerle ortaya çıkan refah ortamı insanları estetik duyguların tatminine yönlendirdi. Bu ise şehirlerin başta edebiyat ve
Tasavvuf yâr olup yâd olmamaktır Gül-i gülzâr olup hâr olmamaktır.
Bir ara açtığım ama kullanmadığım blog sayfamdan
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim: Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm) Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.